Bu sloganlar ve sonrasında 19 Mayıs 2008 tarihi itibariyle sigara kullanımının kamuya acık alanlarda ve makam odalarında yasaklanması. Şahsen her ne kadar sıgara kullanmasamda insani olarak konu hakkındakı fıkırlerımı soyleme ıhtıyacı duydum. Evet basta da belırttıgım gıbı her sigara paketının uzerınde bazı yazılar vardır. Ne kadar etkilidir tartışılır. Lakin bununla da kısıtlı kalmaz. İçmeyen her vatandaş içenlere bırak şu mereti der, hasta olur; ölürsün diye tenkit eder. Ama tabii o da farkındadır ki içen, içmeyenden daha iyi bilmesine ragmen bir türlü bırakamaz.

Neyse efendim, sakın bu dediklerim yanlıs anlasılmasın. Sigara içilsin, çok saglıklıdır demek istemiyorum. Bahsini açmaya çalıştığım şeyin sadece sigarayı zarar gören insanlar olarak diğer zararların farkında olmayışımızdır. Hep duyarım üç beyaz vardır, insanın can düşmanıdır diye; tuz, un, şeker… son iki yılda test etmiş ve onaylamış bir insan olarak kesinlikle bu sözlere katılıyorum demekten kendimi alamıyorum. Diğer bir yandan teknoloji güzeldir. Herkes yararlanmalıdır. İletişim önemlidir dedik, ama sonrasında ne oldu? Olan işte bizlere şimdi oldu. Kişi başına nerden bakılsa ortalama bir, bazen iki, hatta üçe çıkan telefon kullanımlarından sonra canım insanım asıl tehlikenin farkında değil. Evet bangır bangır araştırmalar, televizyonlar, radyolar, yayınlar bağırıyor radyasyondan uzak durun. Arkadaşlar cep telefonlarının insan vücudunun bir çok bölümüne; beyin, kulak, kalp, göğüs, cinsel organlar, psikomotor (kas sistemi), termoregülatör(ısı sistemi) ve gözlere zarar verdiğini biliyor muyduk acaba? Ama kimin umurundaL benim canım insanım almış başını gidiyor, sigara, izmarit derken diğerlerini unutuyor. Velhasıl, bir gülün peşinden giderken diğer güzelim çiçekleri görmezden geliriz ya; böyle yapmayalım. Sağlıklı gelecek sadece sabahleyin spor yapıp, düzenli aerobik salonlarına giderek olmaz; biraz dikkat ve hayatımızdaki her şeye önem vererek kazanırız.

Sağlıcakla, hoşça ve herkesle dostça kalın…

SAYGILARIMLA!...

Elif ÖZTÜRK