Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, bilim adamlarına düşen görevin toplumu bilgilendirmek ve aydınlatmak olduğunu belirterek bilimsel toplantılarda konuşulabilecek, tartışılabilecek konuların özellikle de depremin, toplum önünde konuşulmasının doğru olmadığını söyledi.
Kızılay'ın bir toplantısı için Trabzon'a gelen Işıkara, yaptığı açıklamada, depremin etkilerinin kamuoyu önünde tartışılmasının vatandaşlar üzerinde 'çok negatif' bir etki yarattığını söyledi.
Bilim adamlarına düşen görevin toplumu bilgilendirmek ve aydınlatmak olduğunu belirten Prof. Dr. Işıkara, 'akademik, bilimsel toplantılarda konuşulabilecek, tartışabilecek konuların, özellikle de depremin toplumun önünde konuşulması doğru değil' dedi.
Deprem konusunda farklı görüşler olabileceğini, bunun doğal olduğunu vurgulayan Işıkara, 'milyonlarca yıllık bir sürece 100 yıllık bir pencereden bakıyoruz. Çünkü depremlerin aletlerle ölçümü 100 yıllık' diye konuştu.
Kamuoyuna yönelik konuşma yapılacaksa bunun depremden korunma yolları üzerine olması gerektiğini, bu konuda medyaya da önemli görev düştüğünü ifade eden Işıkara, 'bilgi korkuyu azaltır, hazırlığı getirir. Korunma kültürü bireyden başlar. Bizim bunu yapmamız lazım' dedi.
-'2010 YILINDAN SONRA DEPREM OLMA OLASILIĞI DAHA FAZLA'-
Marmara Denizi'nin, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından çok iyi etüt edildiğini belirten Işıkara, şöyle devam etti:
'Fay bir kere mi kırılacak, iki kere mi?. Fay oradan mı geçiyor, buradan mı geçiyor?. Bunlar, toplumu ilgilendirmez. Bizim topluma vereceğimiz mesaj şu olmalıdır: Marmara Denizi'nde potansiyel bir deprem tehlikesi vardır. Er ya da geç bu deprem olacaktır, yarın da olabilir, öbür gün de 2 sene sonra da olabilir, ama 2010 yılından sonra olma olasılığı daha da fazla olacaktır. Toplum bunu bilecek. Toplum olarak biz, 'nasıl kendimizi koruruz'a konsantre olmamız lazım. Sade vatandaş olarak benim için fayın nereden geçtiği pek fazla önemli değil. Mühim olan Marmara'da bir deprem tehlikesi var. Er veya geç bu deprem olacak, biz bu depreme hazır mıyız?'
-'EVİNİZ GÜVENLİYSE DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ ÖNEMLİ DEĞİL'-
Depremin büyüklüğü ne olursa olsun insanın kendisinin hazır olmasının önemine işaret eden Işıkara, 'güvenli evde yaşıyorsam depremin büyüklüğü o kadar önemli değil. İnsanın evinin güvenli olması lazım. Toplumun rahatsızlığı genelde yaşadığı mekana güvenmemesinden kaynaklanıyor. 1999'dan önce ev alırken, kiralarken, hiç sorgulamadık, ondan sonra sorgulamaya başladık' dedi.
Ali Sordi (A.H.A. Muhabiri )
MARMARA’NIN Altındaki Gizemli Kütle Depremin Habercisi mi?
Dünya artık deprem konusu üzerinde çalışmalarına hız verdi. Endonezya’da yaşanan ve 300 binden fazla kişinin öldüğü dokuz büyüklüğündeki depremden sonra Marmara’da çok gizemli bir olay yaşandı.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer Deniz Bilimleri Enstitüsü, Endonezya’ da 26 Aralık 2004 tarihinde meydana gelen dokuz büyüklüğündeki deprem sonrası hayatlarını kaybeden 300 binden kişinin öldüğünü açıklamıştı. Deprem sonrası Marmara’nın altında ilerleyen dev bir kütle tespit edildi.
Enstitü Müdürü Doç. Dr. Sedat İnan olayı şöyle anlattı. Endonezya depreminden 5 gün sonra, gözlem istasyonuna takılan ciddi bir problem gözlemlendik Marmara’nın dibinde. Aşağıdan bir şey gidiyor, topraktaki radonu hareketlendiriyor. Günlük hareket hızı ise 50 km olan bir anomali.
Bu bilinmeyen nesle yi bir türlü yakalayamıyoruz.
Doç. Dr. İnan sözlerine şöyle devam etti, Yurtdışında bulunan meslektaşlarım ile telefonla temas kurup durumu izah ettim. Yurtdışında bulunan meslektaşlarım da bunu gördüklerini fakat ne olduklarının açıklamasını yapamadılar.
Hiçbir uzman ne olduğunu anlamıyor ama dalga yerin altından Marmara Bölgesini batıdan doğuya süpürüyor. Marmara kabuğunun dibinde devasa bir kütle hareket ediyor. Bu inceleme 10 gün sürdü, 10 gün devamlı olarak bu gizemli kütleyi devamlı takip ettik.
Ardından Düzce’den sonra bu gizemli kütlenin izini kaybettik. Şayet Düzce’de bir istasyonumuz olsa idi biz bu gizemli kütleyi takip etmeye devam edebilirdik.
Halen bu konunun bir açıklamasının yapılması mümkün değil.!!
Ali Sordi (A.H.A. Muhabiri )